Nümizmatik

Meslek Kodu:

0

Kapalıçarşı’da

54

nümizmatik var.

NÜMİZMATİK

Türkçeye Fransızcadan geçen kavram, sikke ve para anlamındaki Grekçe “nomisma” sözcüğünden türemiştir.[3] Arapça kökenli meskûkât sözcüğü ise “sikkeler” anlamına gelir. Nümismatik sözcüğü aynı zamanda “para ile ilgili” anlamında bir sıfattır.

Nümizmatik, incelediği nesnelerin zamanla bozulmaması sayesinde sikke ve madalyalarda kullanılan alaşımları ve bunların ağırlıklarını, paraların yeryüzünde dağılımı ve yayılım alanlarını ortaya koyarak; coğrafyanın, tarihin, dinler ve gelenekler tarihinin, sanat tarihinin ve çeşitli devirlerdeki ticaret sistemlerini inceleyen ekonomi tarihinin başlıca yardımcısı olmuştur.

Para koleksiyonculuğunun başlangıcı Romalılara dek ulaşır. Dünyaca ünlü Sezar, Pompeius ilk para koleksiyoncularındandır. Türkiye’de ise para kolleksiyonculuğu ancak 20. yüzyılın başlarında müzeciler tarafından başlatılmıştır. Türkiye’de de “Türk Nümismatik Derneği” adı ile kurulmuş olan dernek, tüm nümizmat ve para koleksiyoncularını bünyesinde barındırmaya çalışmaktadır.

İkinci anlamıyla nümizmatik alanı içine giren konular kısaca, madeni ve kâğıt paralar, madalyalar, nişanlar, hatıra madalyonları ve jetonlar gibi ana dallara ayrılır.

Nümismatiğin en önemli nesnesi Sikke’dir. Fakat kâğıt para, Sikke’den önceki ödeme araçları ve madalyon, jeton ya da Tesserār’a (işaretler, ör. Boyalı işaretler) kadarki dini madalyonlar gibi Sikke benzeri diğer para formundaki değerli nesneler de Nümismatiğin araştırma alanına girer. Sikke benzeri nesnelerin arasında Paranumismatik ya da Exonumia da vardır.

Bugüne kadar, dönemine ait az sayıda yazılı kaynak aktarılmış olan çağlarda Sikke’ler oldukça büyük bir değere sahipti. Çünkü Sikke’ler ekonomi ve kültür tarihine ilişkin çok önemli kronolojik kaynaklar niteliğindeydi. Bu durum özellikle Eskiçağda Yunan ve Roma dönemi için, erken çağ, ortaçağ ve antik Akdeniz kültürleri dışında kalan bölgeler (Parthia ve İskitya İmparatorlukları) için geçerlidir.

Bu dönemler için Sikke buluntuları, hatta kazılar sırasında diğer nesnelerle birlikte bulunan ya da defineler arasında tesadüfen ele geçirilen Sikke’ler, arkeolojik araştırmayla elde edilen bulguların dönemsel düzenleme için tarihlendirilmesinde kullanılan önemli bir kaynaktır.

Bugüne kadar Sikke kalıntılarının kaynak materyalleri giderek arttığı için, yeni metotlarla çalışan, bölümün en dinamik alanını oluşturan buluntu Sikke’leri inceleyen gerçek bir Nümismatik alanı ortaya çıkmıştır. Erken dönemlerde de bulunan Sikke’ler (tekil bulgu ile kayıp bulgular) dikkate değer bulunmuş ve ayrıca buluntu dökümlerine (envanterlerine) de alınmıştır.

Ortaçağdan bu yana Nümismatik, gitgide artan yazılı kaynaklarla birlikte, hem tarihsel hem de toplumbilimsel yönleri olan para tarihiyle benzerliklere sahiptir. Çok değer kaybeden Sikke para, Nümismatiğin temel araştırma noktasıdır.

Nümismatiğin bir yandan özelleşmiş tarihi ve arkeolojik yan dallarla, diğer taraftan da Ekonomi Tarihi, Sosyal Tarih, Sanat Tarihi ya da İsim Bilimi gibi yan alanlarla çok sayıda bağlantıları vardır. Bilhassa Eskiçağ Tarihi bölümü içinde Nümismatik en önemli yardımcı bilimlerden biridir.

Nümismatik Biliminin ana konusu olan sikkeler bizlere aşağıdaki yararları sağlar:

  • Kaybolmuş uygarlıkların, kentlerin ve yerleşim yerlerinin kesin olarak belirlenmesine

katkı sağlar.

  • Özellikle tarihsel süreç içinde egemenliği elinde tutmuş kişilerin ve ailelerin soylarını bildirir.
  • Çeşitli nedenlerle tarihsel süreç içinde yok olmuş anıt ve yapılara ilişkin kanıtlar sunar.
  • Yerleşim yerlerine, yönetenlere verilmiş ad ve unvanları gösterir.
  • Hükümdarların saltanatlarının başlangıç tarihlerinin, almış oldukları unvanların ve sanların, dönemleri

boyunca yaptıkları işlerin, kazandıkları zaferlerin ya da yenilgilerin kesin biçimde belirlenmesine yardım eder.

  • Soyu tükenmiş bitki ve hayvanların varlıklarını bildirir ve kanıtlar.
  • kullanılan madenin türüne göre o toplumun, o dönemdeki ekonomik durumu

konusunda ciddi ipuçları sağlar.

  • Yazılı tarihlerde anlatılan olayların kanıtlanmasına yardım eder.
  • Sikkenin basıldığı dönemin dinsel inançları konusunda bilgi verir.
  • Sikkeyi basan devletin egemenlik alanlarının tespitinde ciddi delil niteliği taşır

Türkiye’de ise nümismatikle ilgili çalışmalar 19. yüzyılın sonlarında başladı. Ciddi ve sistemli bir çalışmaya 1880’de girişildi ve 1891’den sonra tasnif ve kataloglamaya geçildi.

Bugünkü adıyla İstanbul Arkeoloji Müzesi (asar-ı atika müzesi) bu çalışmaların çekirdeğini teşkil eder. Bu müzenin nümismatik bölümü, günümüzde dünyanın sayılı ve önde gelen koleksiyonları arasında yer almaktadır

Koleksiyoncuların uğrak yerlerinden biri olan Kapalıçarşı Osmanlı ve Cumhuriyet Paralarını, madalya, kartpostal, efemera, obje gibi alanlarda Hizmet veren dükkanları bulabiliriz.

Paranın sadece bir şeyler satın almaya yaramadığını aynı zamanda koleksiyonunu yapmaya değecek bir değer olduğunu gösteriyor. Ancak para koleksiyonculuğu o kadar kolay ve ucuz bir uğraş değil. İsmini bile duymadığınız ülkelerden gelen, rengarenk, çeşitli figürler içeren paraları biriktirmek pek ucuz değildir.

Kapalıçarşı’ daki dükkanlarda en değerli paralardan biri de hatıra paralarıdır. Türkiye’de maalesef kağıt paralar için hatıra serileri basılmıyor, ancak altın üzerine basılan, özel günleri kutlayan paralar çok değerlidir. Böyle koleksiyoncuların çok az olduğu ve Türkiye’de para koleksiyonculuğunun pek yaygınlaşmadığını en değerli Türk parası Harf Devrimi’nden önce çıkan 1000 lira olduğunu söylemektedirler.

Kapalıçarşı’yı ziyarete gelen yabancılar burayı gezerken gözlerine dokunuyor, bu dükkanlarada uğruyorlar. Kapalıçarşı’da bu işi yapan 2-3 dükkan vardır.. Yabancılar kendileri de koleksiyon yapıyorsa soruyorlar istedikleri var mı diye, varsa veriyorlar yoksa alternatiflerini sunuyorlar.