Örücülük

Meslek Kodu:

141304

Kapalıçarşı’da

54

örücü var.

ÖRÜCÜ

Yün, tiftik, ipek, pamuk gibi doğal ve yapay liflerden elde edilen ipliklerin şiş, tığ, firkete gibi özel örgü araçlarıyla veya sadece elle kendi üzerine bükülerek, kıvrılarak çeşitli ilmekler meydana getirerek birbirine tutturulması veya düğümlenmesi ile elde edilen yüzeylere “örgü” denilmektedir. Bu örgüler giysi, çorap, atkı, süsleme, dekorasyon örtüleri, yatak örtüleri vs. olarak kullanılmaktadır. Örgü işleri yapım tekniklerine göre

Araç ile yapılan el örgüleri; tığ örgüleri, şiş örgüleri, mekik örgüleri, firkete örgüleri ve iğne örgüleri.
Araçsız yapılan el örgüleri; bağlama örgüler, ağ örgüler, bitkisel örücülük. Olarak gruplandırılabilir:

İğne Örücülüğü: İğne aracılığı ile ipliğin düğümlenmesi sonucunda oluşturulan ürünlerdir. Örtü kenarına veya örtüye dikilmek üzere iplik üzerine tane veya su şeklinde yapılarak ortaya çıkarılan ürüne oya denir.   Tığ Örücülüğü: Tığ adı verilen bir ucu kancalı alet ile iplikten meydana getirilen ilmelerin içinden yeni ilmeler meydana getirmek üzere yapılan ürünlere tığ örülüğü denir. Tığ örücülüğünde, tığ yardımıyla birbirinin içinde çekilerek yan yana sıralanan ilmeklerin modele göre tane şeklinde oya olarak veya bir sıra gidiş bir sıra dönüş olmak üzere iki yöne örülerek ortaya şekiller çıkartılabilir. Bunlara dantel denilmektedir.

Boncuk Oyası: Genellikle tığ ile yapılan örgü tekniğidir. Tığ oyası yapılırken daha gösterişli olması ve değişik motifler yapabilmesi için gereç olarak iplik yanında değişik renk ve özellikte boncuklar da kullanılmaktadır.   Bağlama Örgü: Düğüm şekline göre makrome ve çarşaf bağlama olarak adlandırılmaktadır. Çarşaf kenarlarına yapılan bağlamalar genellikle dokumanın çözgü iplikleri ile örülmektedirler. Bağlama örgüler, üçgen, kare ve dikdörtgenler meydana getirilecek şekilde oluşturulurlar.

Bitkisel Örücülük: Kendiliğinden yetişen ve kültürü yapılan bazı bitkilerin sapını, yapraklarını, ince dallarını, olduğu gibi veya yararak ince şeritler haline getirdikten sonra çeşitli şekillerde yapılan örgülere bitkisel örücülük denir. Bitkisel örücülükte kullanılan teknikler bitki ve ürün çeşidine göre; şerit örme, sarma, dokuma, sepet örme gibi tekniklerdir.   Sepet Örücülüğü: Genellikle sebze toplamak ve muhafaza etmek, çamaşır koymak vb. gibi amaçlar için oluşturulan ürünlere sepet denir. Bu ürünler saplı ve sapsız değişik boyutlarda örülürler. Örme işi, taban ve gövde örme, ağız kapatma ve sap takma teknikleriyle yapılır. Sepet örücülüğü genel olarak bir meslek, zanaat olmasıyla diğer türlerden ayrılmaktadır. Bununla birlikte bu örgü işi de evlerde yapılabilmektedir. Seralarda yetişen sebzenin uzun süre dayanması için kargı, dut, zakkum ve söğütten yapılan sepetler çokça bilinen örneklerdir.

Örgüler, genellikle örme işleminde kullanılan tekniğe göre farklı isimlere sahiptir ancak kullanılan araçlar dikkate alındığında, tığ, şiş ve mekik gibi araçlarla yapılan örgüler aynı isimle anılmaktadır. Anadolu halk sanatlarının önemli bir grubunu oluşturan şiş ve tığ örgülerinin en yaygın uygulama alanları, nazarlık, heybe, çorap ve oya üretimidir.

Tığ ve el örgüleri Türk kültürünü yerli ve yabancılara en iyi tanıtan el sanatları arasında yer almaktadır ve hafif, kolay taşınabilir, kullanıma uygun ve düşük maliyetli olması gibi olumlu özellikleri İle yerli ve yabancı turistler tarafından tercih edilmektedir.

Örücülüğün gelişimi, Avrupa ya ipeğin gitmesinden sonra olmuştur. İpek 16. yüzyılda, batıya ulaşınca, örgüde yün yerine ipek iplikler kullanılmaya başlanmış ve özellikle saray mensupları ile din görevlileri gibi saygıdeğer kişiler, giyeceklerine ipekten örülmüş pelerinler, mantolar ve atkılar eklemiş, farklı çeşitlerin ortaya çıkması ile birlikte, el örgülerindeki gelişme hızlanmıştır.

El örgüsü çoraplar, yün, tiftik, pamuk, kıl veya ipek iplikten tek veya beş şiş ile örülmektedir. El örgüsü kadın, erkek, yaşlı, genç ve çocuk çoraplarında renk ve motif açısından yörelere göre farklıklar bulunmaktadır ve çorabı giyenin sosyal konumunu medeni durumunu, çocukların cinsiyetini ve sayısını ifade etmektedir. Ulusal giysilerimiz bir bütün olarak ele alındığında, motif özgünlüğü ve renk uyumu ile örgü çoraplar dikkat çekmektedir.

Çoraplar üzerinde kullanılan her desenin, yöredeki kişiler tarafından bilinen bir anlamı vardır, örneğin; eli belinde deseni analık ve doğurganlığı, küpe deseni evlenme isteğini, yıldız mutluluğu, akrep düşmanlığı sembolize eder.

Türk el sanatları içinde ayrı bir yeri ve önemi olan el örgüsü çoraplar, makineleşmenin başlaması ile eski önemini kaybetmekle birlikte, Bilecik, Bolu, Ankara, Kırıkkale, Çorum, Yozgat, Samsun, Adana, Tokat, Sivas, Giresun, Bingöl, Batman, Rize, Artvin, Ağrı, Hakkâri, Van, Bursa, Burdur, Isparta, Kayser, Muş gibi illerimizde varlığını sürdürmektedir

İnce ya da kalın bükümlü çeşitli cinsteki ipliklerin iğne, mekik, şiş ve tığ gibi araçlarla ve el yardımıyla ilmekleri bir araya getirilmesi sonucu elde edilen ürünlere örgü denir. Örgüler yapıldıkları araçlara göre veya kullanılan gereçlere göre isimlendirilirler. Örgüler, yaparken araçlar kullanılabileceği gibi araç kullanmadan el ile de yapılabilirler. Buna göre örücülük; iğne örücülüğü, tığ örücülüğü, boncuk oyası, bağlama örgü, bitkisel örücülük, sepet örücülüğü gibi özelliklerine göre adlar almaktadır.

Prof. Dr. A. Tayfun Atay