Ayakkabıcı

Meslek Kodu:

152015

Kapalıçarşı’da

54

ayakkabıcı var.

AYAKKABI

Ayakkabının tarihi kıyafetlerin tarihi kadar eskidir.Günümüz anlamı ile ilk ayakkabının sıcak bölgelerde sandalet şeklinde çıktığı belirtilmektedir. Eski çağlarda insanlar tabanı deriden veya tahtadan sandallar giyerlerdi. Bu tür sandallara ilk Mısır mezarlarında rastlanmıştır. Eski Yunanların avlanırken çizme giydikleri bilinmektedir. Bunun yanında hamama da bir tür ayakkabı ile girdikleri bilinmektedir. Girit’teki Minos uygarlığı ve Roma dönemlerinde bu tür ayakkabı ve çizmeler kullanılmıştır.

Orta Asya’da Türkler deriden ve yünden giyim eşyaları yapmakta ustaydılar. Çizme ve çarık en yaygın ayakkabı türüydü. Deri çizmenin yanı sıra, yaygın olarak yünden keçe çizme de yapılıyordu. Hükümdarlar kırmızı renkli çizmeler giyiyorlardı. Çizme ata binenler için çok elverişliydi. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ordunun, yönetici sınıfların ve kentli halkın gereksinimlerini karşılamak üzere zamanla ayakkabı çeşitleri çoğaldı ve ayakkabıcılık çok gelişti. Diğer zanaatçıların olduğu gibi ayakkabıcıların da bir örgütü vardı. Üretilen ayakkabıların niteliğini lonca denetlerdi. Ayakkabı satıcıları için kullanılan kavaf sözcüğü, giderek yapımcıları da kapsadı. Kavaflar da çizmeci, yemenici, nalıncı, terlikçi ve pabuççu gibi adlar alırlardı. Osmanlı toplumunda ayakkabı, giyenlerin toplumsal konumuna ve mesleğine göre çeşitlilik gösterirdi. Genellikle alçak ökçeli ya da ökçesiz, yumuşak deriden yapılan rahat ayakkabılar tercih edilirdi. Dışarıda giyilen ayakkabılardan bazıları mest-ayakkabı gibi iki parçadan oluşurdu.16.-18. yüzyıllarda İstanbul, Edirne ve Bursa’da ayakkabıcılık çok gelişmişti. 19. yüzyıl sonlarına kadar Türkiye’de ayakkabı yapımı tümüyle el işçiliğine dayanıyordu. Ayakkabı modelleri çağlar boyunca çok çeşitlilik göstermiştir. Bunun başlıca nedeni ayakkabıların tropikal iklimden soğuk iklime kadar değişen farklı coğrafyalara ve modaya uygun yapılmasıdır.

19. yüzyılda kadınlar fabrikalarda ve bürolarda çalışmaya, ayrıca yürüyüş ve bisiklete binmek gibi sporlar yapmaya başlayınca daha sağlam ayakkabılar kaçınılmaz hale geldi. Bağcıklı rahat yürüyüş ayakkabısı Birinci Dünya Savaşı (1914-18) sırasında ortaya çıktı. Günümüzde de ayakkabı yapımında moda önemli rol oynamaktadır. Spor yaparken kas, kiriş, bağ, kemik ve kıkırdak yaralanmaları riskinin alt düzeye çekilebilmesi için doğru ayakkabı seçimi önem taşımaktadır.

Eskiden Kapalıçarşı’da yemenicilik, kunduracılık, çizmecilik, mestçilik, çarıkçılık ve takunyacılık’ la geçimini çarşı esnafı bulunurdu. Günümüzde ayakkabılar büyük bir çoğunlukla makinelerle yapılmaktadır. Elle çalışan bir ayakkabıcı günde yaklaşık bir çift ayakkabı üretebilirken, makineyle çalışan bir işçi günde 40 ya da 50 çift üretebilir.
Yemeni dediğimiz ve ülke genelinde çarık olarak, bilinen altı köseleli üstü deri ayakkabılar, hem yumuşak hem de rahatlığı ile ön plana çıkmış, hem de kullanış bakımından da insanlara çok avantajlı bir ayakkabı olarak hizmet etmiştir.
Zamanla Yemenicilik sanatı Kalitesiz deri, aşırı işçilik ve fiyat artışı, plastik ayakkabıların ucuz oluşu vb nedenlerden olumsuz etkilenmiş ve gerek mesleğe gerekse yemenilere olan ilgi azalmıştır. Tamamı el emeğine dayanan bu meslek birkaç yıl öncesine kadar yalnızca halk dansları yapan gruplara ve meraklı turistlere yemeni yapmaktaydılar. Yemeni ayakkabı konusunda uzun yıllara meydan okuyan bir gelişiminde işareti olarak oldukça kaliteli ve kullanıma uygun bir ayakkabı çeşidinin günümüzdeki mücadelesini simgelemiştir.

Her biri el işçiliği üstün uğraş ve özel yapım karakterini yansıtan bu özel yemeni dediğimiz ayakkabılar, günümüzde de tercih edilen espadril, spor ve babet gibi türlerinde temelini oluşturan ayakkabılar olmuştur. Yemeni yapım ustaları işine son derece profesyonelce yaklaşırken zanaatkârlıklarını konuşturup en güzel ürünleri üretmek konusunda titizlikle üzerinde durdukları çalışmaları Kapalı Çarşı’da gözler önüne sermektedirler. Günümüzde halen yemeni ustaları büyük bir özen göstererek yaptıkları ürünü sergilerken, Kapalı Çarşı’yı ziyaret eden insanlar bu güzel ayakkabıları önemli bir hediye unsuru olarak görmektedirler.
Bugünlerde Yemeni ustaları kostüm tasarımcılarıyla birlikte çalışıp onların istedikleri modelleri üretmeye çalışmaktadırlar. Ürettikleri yemenilerin filmlerde kullanılması yemenilerin tekrar ilgi çekmesini sağlamıştır. Birkaç sene öncesine kadar sadece yaşlılar ve halk oyunları ekiplerince kullanılan yemeniler şimdilerde gençler ve sosyal düzeyi yüksek insanlarca kullanılmaktadır. Kapalıçarşı’da renk renk değişik modellerde yemeni bulabiliriz. Her biri olağanüstü bir tasarım eseri olan büyük emekler verilerek teker teker yapılan bir ayakkabı modelinde, elbette ki siparişi günümüzün popüler ayakkabı modellerinin ortaya çıkmasında da etkili olmuştur. Yemeni üstatları, gerçekten de zanaatkâr olduklarını herkese göstermiş ve yalnızca ülkemize değil tüm dünyaya yayılan mükemmel geçmiş kültürün izlerini taşıyan bir ayakkabı modeli sergilemeyi başarmışlardır. Her ne kadar çarık ismi daha yaygın ve bilinen bir isim olarak dikkat çekse de günümüzde çok sayıda insanın önemli ve başta gelen tercihleri arasında yer alan yemeni, hem üretimi hem de kullanımı ile bizim kültürümüzün bir parçası olmaya her zaman devam etmiştir.