Berber

Meslek Kodu:

960202

Kapalıçarşı’da

54

berber var.

BERBER

Berber kelimesi İtalyanca bir kelimedir. Aslı “barbiere”dir. Bu kelime dilimize berber şeklinde yerleşmiştir. Berberlik, günün modasına ve saçı kesilen, traş olan erkeklerin zevkine, baş ve yüz ölçüleri ile yaşına ve sosyal yaşamına uygun olarak, saç ve sakal traşı yapılmasıdır.

Berberliğin tarihi çok eskidir. Antik Mısır, Yunan ve Roma medeniyetlerinde berberlerin varlığına rastlanır.[3] Umum berberlerinin yanı sıra geçmişte varlıklı kimselerin şahsî berberleri bulunurdu. Özellikle Antik Mısır’da misafirlerin ev berberini kullanmasına izin vermek misafirperverliğin gereklerindendi.[3]

11. yüzyılda Avrupa’da din adamlarına sakal traşı olma zorunluluğu getirildi.[3] Bu dönemde berberler manastırların bir elemanı haline geldi. Din adamları düzenli olarak kan aldırıyorlardı ve bu işi diğer din adamları yapıyorlardı. 1163’te papalık din adamlarının kan akıtmasını yasaklayınca kan alma ve bazı diğer küçük cerrahi işler berberlere devredildi.[3] Bu dönemden sonra Avrupa’da yaklaşık 6 asır boyunca berberler pek çok küçük cerrahî işlemi gerçekleştirdiler. Bu durum kan alma, yara temizleme gibi işlerin seviyelerinin altında olduğunu düşünen tıp doktorlarını da memnun ediyordu.[3]

Sakal tıraşı, modernleşme öncesinde Müslüman dini inancı çerçevesinde hadiste “bıyıkları kısaltın, sakalları uzatın” emriyle fıtrattan görülüp haram, mekruh sayılır, erkekler sakallarını uzatırlar, sakal duası yaparlardı. Osmanlı padişahları içinde de Yavuz Sultan Selim dışında bütün padişahlar sakallıydı.[kaynak belirtilmeli]Evliya Çelebi’ye göre ise, İbrahim’e kadar sakal tıraşı yoktu, İbrahim Kabe’de Hacdan sonra saç sakal kesimini başlattı. Muhammed’in ‘sakal-ı şerif’ini kesen Selman-ı Farısi olduğu için berber dükkânlarında “Her seher besmele ile açılır dükkânımız, Selmanı Farisidir pirimiz üstadımız” yazan bir levha vardır.

Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman zamanında kahve keyfinin yayılıp, İstanbul’da ilk kahvehanelerin açılmasına kadar berber dükkanlarının nasıl yerler oldukları bilinmemektedir. Kahvehanelerin açılmasıyla berberler kahvehanelerin köşelerine yerleştiler ve berber esnafı da kahveci esnafına yamak oldu. II Mahmud 1826’da Yeniçeri ocağını kapattıktan sonra . Berberlerin bir kısmı yine kahvehanelerin bir köşesine, müstakil gedik sahibi olarak girdi. Bir kısmı da müstakil dükkanlarını muhafaza ettiler.
Osmanlı sarayında berberlik ve dellaklık hizmeti önemli vazifelerden sayılırdı. Sarayda berberlik hizmetleri önceleri Enderun’da hazine ve kiler koğuşunda bulunan zülüflü ağalar arasından seçilen yetenekli kişiler tarafından yürütülürdü. Seferli koğuşu kurulduktan sonra bu hizmet bu koğuştan yetişen zülüflü ağalara verildi. Osmanlıda berber, bulunduğu semtin operatörüdür; çocukları sünnet eder, hacamatın(Kan alma) her türlüsünü yapar, kan çıbanlarını yarıp temizler, dişçilik yapar; hatta sülük bile tutardı.

Cumhuriyetten önce berberlere ‘Perükar’ deniliyordu. Osmanlı berberleri seyyardı, kahvede, sokakta tıraş ederler, evlere servis yaparlardı. Sabun, leğen, ustura temel araçlarıydı. Gitgide berberler dükkân açtı. Modern zamanlarda, sakal tıraşı medenilik göstergesi oldu ilk dönemlerde, ve sakal tıraşı olmayana kamusal ve medeni gözle bakılmadı.
Cumhuriyet’in ilanından günümüze kadar geçen sürede berberlik mesleği gelişen teknoloji, siyasi ve sosyal olaylar neticesinde hızlı ve büyük bir değişime girmiştir. Bu şekilde hızla değişen ve gelişen ülkemizde berberlik mesleği çok önemli mesafeler kat ederek salon dekorasyonu, işletme anlayışı, müşteri ilişkileri, teknik uygulama, meslek içi eğitimi, makine ve teknik donanım sayesinde bugünkü durumuna ulaşmıştır.

Kapalıçarşı’ da berber dükkanları gerek kapalıçarşıda’ki dükkan sahiplerinin gerekse turistlerin uğrak yerlerinin başında yer almaktadır.